WordPress’ten kaçmak için elimden geleni yaptığım süreç bölüm 1‘de: https://deneyim.co/blog-acma-izdirabi-1-hangi-platform/
WordPress’ten hiç hoşlanmıyorum. Bunun benim için birkaç geçerli sebebi var. Öncelikle çok zahmetli geliyor. “Shut up and take my money” gibi bir çözüm mümkün değil. Hoş mümkün olanları da gördük, hepsi bir şekilde ya aksıyor ya da pahalı.
Deneyim bir yana, tiksinti uyandıran asıl sebep ise internetin WordPress bilgi çöplüğü haline gelmiş durumda olması. Bunu “çok kaynak var” şeklinde olumlamak da mümkün fakat okunabilecek yerli yabancı istisnasız tüm kaynaklar bir şeyler satmaya çalışıyor ve tıpkı bizim gazeteler gibi SEO hacking’in suyu sıkılmış durumda.
WordPress, bir ekosistem olarak çok kompleks. Birçok şeyi düşünüp araştırmak gerekiyor. Kısaca, .org ve .com versiyonları birbirinden farklı(ymış). Bedava olan .org versiyonunu çalışır hale getirmek için ayrı domain ve hosting almak, bunları bağlamak, bir de tema edinip onu kurmak ve düzenlemek gerekiyor. Eziyet.
Araştırmayıp direkt .com uzantılı versiyonuna gitmek de mümkün tabi, fakat bir önceki blog girişimimde (2017) baya pişman olmuştum. Personal plan alınca bütün sorunlar çözülecekmiş gibi durmasına rağmen aldıktan sonra oldukça pişman olmuştum, çünkü Google Analytics bağlama veya tema yükleme dahil birçok seçenek için yine paket yükseltmem gerekiyordu.
Fakat daha iyi bir seçeneğim olmadığı için tekrar şans vermeye karar verdim. Neyse ki bu sefer tüm ıvır zıvır ara işleri görece hızlıca halledebildim. Bunu da daha önceden bir miktar araştırmış olmaya bağlıyorum.
Hepi topu bir blog açacaktım
Temel motivasyonum bir an önce yazabileceğim, eli yüzü düzgün ve minimalist bir ortama sahip olmak. Bunun için aşmam gereken yolda ise birkaç önemli engel ve karar noktası önümde dikelmeye devam ediyor.
Hosting. Her ne kadar teknik bilgisi ortalamanın üstünde olan biri olsam da, hosting konusu hep çok kompleks geldi. Birbirinden hiçbir farkı yok gibi görünen tonlarca hosting sağlayıcısı, ne işe yaradığını kestiremediğim birçok metriğin içinde yüzüp durmak mümkün. Bir de üstüne internetteki her türlü bilgi kırıntısı, affiliate linklerle donatılmış olunca yine nefret ettim. Neyse ki bir arkadaşım Kebirhost’u önerdi ve aldım geçtim. Bakalım neler olacak.
Domain. Daha önce Godaddy‘nin ismini bildiğim için direkt gidip almıştım. Sanırım sözlükte Porkbun’ın daha ucuz ve güvenilir olduğunu gördüm. Domain alırken fiyat hariç neye bakılmalı, yine hiç bilmiyorum. Gayet basit bir arayüzden satın alıp geçtim. En azından Godaddy gibi her an cebimden paramı çalacaklarmış hissi yaşamadan tamamladım.
Tema. WordPress’in sonsuz sayıda teması var ve bu benim hiç istediğim bir şey değil. Neyse ki şu an kullandığım Write isimli bedava temayı beğenip Pocket’a atmayı bir zamanlar akıl etmişim. Tam istediğim gibi, minimalist, dümdüz ve en önemlisi bedava bir tema.
Birleştirelim ve bağlayalım. Şimdiye kadar sadece para harcadım ve elime geçen sadece acayip kötü paneller içinde bilmediğim tonla internet terimi içeren ayarlar oldu. Tabi ki her şeyi defalarca kez yanlış yaptım ve en son hosting’in destek ekibi ile görüşüp alan adını hosting’e bağlamayı ve içine WordPress kurmayı başardım. Ama bu süreç bir tam günümü aldı.
Teknik bilgisi olmayıp kendi blogunu açmayı dileyenlere sabır diliyorum.
Artık yazabilir miyim?
Tabi ki hayır. WordPress eklentilerle ve ince ayarlarla var olan bir platform(muş). Tema ayarlama faslını geçiyorum, minimalist bir tema olduğu için çok da zorladı diyemem. Fakat platform içinde hareket etmek için dünya kadar ıvır zıvır ayar yapmak gerekti. Tüm bunlar için de sürekli eklenti kurmak şart(mış).
Şimdiye kadar hangi sorumu Google’ladıysam hepsinin çözümü eklentilerdi. WordPress admin kullanıcı adını oluştururken typo yaptığım ve değiştirilemez olduğu için admin kullanıcı adını değiştiren bir eklenti, yazar sayfalarındaki “/author/*” ifadesini kaldırmak için bir eklenti, içeri Google Analytics kodu eklemek için başka bir eklenti, ne işe yaradığını bilmediğim fakat kesin (!) çok işe yarayan Akismet, Jetpack falan derken birkaç saat boyunca eklentilerle uğraştım.
Nihayetinde, geçmişte de kurcalamış olmanın verdiği avantajla; yalnızca (!) bir tam günde ve kendimi dolandırılmak üzere, yorgun ve gergin hissettiren deneyimlerin sonunda gördüğünüz blogu açabilmiş bulunuyorum.
Nihayet artık yazabilirim.